TÜRKİYE’DE YILDA 1.300.000 YENİ KONUT YAPILIYOR …

Bugün İstanbul Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık Anonim Şirketi’nin yönetici ortağı Dr. Ahmet Büyükduman ‘ ın ParaAnaliz web sayfasındaki yazısını keyifle okudum, emeklerine sağlık …

(Sayın Ahmet Büyükduman ‘ın yazısının orjinaline aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz …)

http://www.paraanaliz.com/…/konut-reklamlarindaki-patlama-…/

Yazıda :Gyoder’in verilerine göre ülke genelinde yılda yaklaşık 1.300.000 konut satışından sözediliyor ki ; bu sayılar elbette doğrudur, çünkü bir veriye dayanmaktadır . Ancak konut sayısını haneye böldüğünüzde şunu göreceksiniz ki söz konusu konut sahiplikleri dar bir kesimin elinde… Bir başka ifade ile evi olan 3, 33 veya 53. konutunu alıyor ; olmayanda yine yok …

Bu tabloyu hükümetlerin politikaları da destekliyor. Çünkü inşaat piyasası ‘’serum’’ etkisinde genel piyasaları rahatlatıyor. Ancak yapılan yatırımların : satışta yeniden değerleme, kirada da gelir kapitilasyonu hesapları tutmazsa maalesef ‘’şapka düştü, kel göründü …’’ olacak !!!

Eminim siz de dünyayı iyi takip ediyorsunuzdur ; bir çok ülkenin emlak pazarında güzel binalar yapılıyor, fonlar veya büyük yatırımcılar vasıtasıyla menkulleştiriliyor, ama son kullanıcıyla buluşturulamayınca iyi bir kâr realizasyonuna kavuşamıyor …

Geçenlerde Dubai’ye giden bir müşterimiz anlatıyor ; gündüzleyin çok güzel görsellikleri/mimari tasarımları olan binalar, geceleyin karanlıklar içinde … Neden ; çünkü yaşam yok …

Bir daha şu gerçekle yüzleşerek gerçekçi politikalar geliştiremezsek sonun hezimet olacağı kaçınılmazdır. Reel piyasalar süt ise, gayrimenkul piyasası kaymaktır. Bir piyasada üretim, ihracat, inovasyon, marka yaratma gibi katma değerli üretimler yapılıyorsa sonunda kârlılık kesinlikle gayrimenkule akacaktır. Ancak inşaat ve gayrimenkul piyasası lokomotif olursa sürdürülebilirlik mümkün değildir görüşündeyim.

Saygılarımla,
Ulvi Özcan

Henüz yorum girilmedi.

Yorum yap